Giresun’un en deneyimli ve saygıdeğer sakinlerinden biri olan 101 yaşındaki Ali Karabulut, geçmişin zorluklarını ve bugünün Türkiye’sini karşılaştırırken, yaşadığı hayat hikayesiyle adeta bir yaşam dersi veriyor. Çocukluk ve gençlik yıllarında yaşadığı kıtlıklar, ekonomik sıkıntılar ve toplumun genel durumu hakkında anlatımlarında, o günlerin zorluklarını gözler önüne seriyor. Ali Dede, kendisini her zaman ‘Bir Cumhuriyet çocuğuyum’ diyerek tanımlıyor ve o dönemin atmosferini detaylandırıyor.
Atatürk ve İsmet İnönü dönemlerinde yaşananlar, onun hafızasında canlı bir şekilde yer alırken, bu dönemlerde karşılaştıkları güçlükleri ve toplumun o zamanlardaki yaşamını samimi bir şekilde paylaşıyor. Günümüzde ise Türkiye’nin geldiği noktayı gururla anlatan Ali Dede, ‘Erdoğan gerçek bir lider’ ifadesiyle mevcut Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a duyduğu saygı ve hayranlığı dile getiriyor. Erdoğan’ı, Adnan Menderes ile kıyaslayarak, onun Türkiye’nin tarihinde önemli bir dönüm noktası olduğunu belirtiyor ve Türkiye’nin ekonomik refahı, kalkınması ve istikrarının artmasıyla gururlanıyor. Günümüzde çalışan ve üreten herkesin yaşam standartlarının yükseldiğine vurgu yaparak, genç nesillere de umut aşılıyor.
Ali Karabulut’un Ailesinden Duygusal Anlar
Ali Dede’nin oğlu Muzaffer Karabulut, babasının yaşam hikayesini anlatırken, özellikle Cumhurbaşkanı Erdoğan’a olan derin sevgisini ve saygısını dile getiriyor. Babasının Erdoğan’ı çok sevdiğini, onun liderliğine büyük bir hayranlıkla baktığını ve onun döneminde Türkiye’nin daha güçlü ve istikrarlı bir ülke olduğunu vurguluyor. Ayrıca, Ali Dede’nin yaşam öyküsünde dikkat çeken ve ilginç olan detaylardan biri de, nüfusa kayıtlı doğum tarihinin aslında bir taktik olarak değiştirildiği; bu sayede askerlik hizmetini ertelemeye çalıştığı ortaya çıkıyor. Bu küçük detay, onun yaşamındaki zorlukları ve devreye giren stratejileri gözler önüne seriyor.
Ali Karabulut’un yaşam öyküsü, sadece bir asra yakın yaşam deneyimi ve yaşadığı toplumun dönüşümünü anlatmakla kalmıyor; aynı zamanda nesiller arasındaki bağları güçlendiren, geçmişle gelecek arasında köprü kuran bir anlatıma dönüşüyor. O, genç nesillere, geçmişte yaşanan sıkıntıları ve mücadeleleri unutmamaları gerektiğini, her zaman ileriye bakıp ülke sevgisiyle hareket etmelerini öğütlüyor. Bugünün Türkiye’sinde ise, onun sözleriyle, herkesin refah içinde yaşaması ve birlik beraberlik içinde ilerlemesi en büyük dileği oluyor.