Zonguldak’ın Çaycuma ilçesine bağlı Kayıkçılar köyünde yaşayan 43 yaşındaki Hasan Yıldız, baba mesleği olan mobilyacılığı bırakıp 25 yıl evvel tarıma başladı. Evli ve iki çocuk babası olan Yıldız, ailesine ilişkin 20 dönümlük yerde 15 sera ile hem yazlık hem de kışlık zerzevat yetiştiriyor.
Kayıkçılar köyünde baba mesleği olan mobilyacılığı bırakıp 25 yıl evvel tarıma yönelen Hasan Yıldız, ailesine ilişkin topraklarda üretimini sürdürüyor. Yıldız, 15 sera ve 20 dönümlük alanda yazlık ve kışlık zerzevat yetiştiriyor. Üretimi meslekten öte bir tutku olarak gören Yıldız, bitkilerin bakımını “çocuk büyütmeye” benzetiyor. Tarımda edindiği deneyimle eserlerinin bakımını ve muhtaçlıklarını yıllar içinde ezbere bilir hale geldiğini söz eden Yıldız şöyle dedi:
“Çaycuma Kayıkçılar köyünde ikamet ediyorum. 2000 yıldan beri profesyonel bu çiftçilikle çalışıyorum. Daha evvelki baba mesleğimiz mobilya marangoz üstüneydi. 35 yıl babam marangoz mobilyacılık yaptı. Daha sonra kendimiz çiftçilik yapmaya başladık. Profesyonel manada 25 yıldan beri yapmaya çalışıyoruz.”
Toplam 6,5 dönüm kapalı alanda üretim yapan Yıldız, karpuz, patlıcan, kapya biber, dolmalık biberin yanı sıra karnabahar, mor lahana, salatalık ve domates yetiştiren Yıldız, “Gerek armut bahçesi 15 kısma yakın armut bahçemiz var. Şu anda 7-8 gün kapalı seramız var. Bunlarla iştirak etmekteyiz. Dışarı yaz aylarında patlıcan, karpuz, kavun yapıyoruz. Şu anda tarlamızda 5 dönüm karpuz, 5 dönüm patlıcan, 2 dönümde kapya biber dolma biber. Açıkta yetiştirmek kaidesiyle bunları üretiyoruz” tabirlerini kullandı.
Ürünlerini Mengen, Yeniçağ, Gökçesu ve Çaycuma pazarlarının yanı sıra lokal satış noktalarına verdiğini belirten Yıldız, pazarlama konusunda dayanak beklediğini vurguladı. Yıldız, “Nitekim bunu kendimiz satmaya çalışıyoruz. Sorunumuz burada. Üretimde ıstırap yok. Pazarlara gittiğimizde vakit kayboluyor. Tabi üretim o vakit aksıyor. Canlı bakmak gerekiyor. Hakikaten bu canlıya bakmak için de vakit gerekiyor. Vaktinde pazarlara gittiğimiz vakit bir gün pazar hazırlığı. Bir günde pazarda kalıyoruz. Her pazar en azından 2 gün iş kaybı. Bunun yerine bize büyüklerimizin yahut da mahallî yöneticilerin bize pazarlarda şey yapmasını öneririz. Bizi pazar sağlamalarını yahut da gerecimizi pazarlamanın sağlanmasını bekliyoruz” formunda konuştu.
Tarımı bir “emek ve şefkat işi” olarak tanımlayan Hasan Yıldız, bitkilerin bakımını çocuk büyütmeye benzettiğini söz etti. Yıldız, “Bire bin veren öteki bir şey yok. Canlıya bakmak, küçüklükten beri dikiyorsun. Nereden nereye getiriyorsun? Bu bir hastalık. Bir emek, şefkat neredeyse. Bir çocuk üzere. Motamot. Tıpkı insan üzere. Bu fizyolojisini çözdükten sonra ne vakit ne istiyor? Azotu, gübresi, potasyumu. Bunları artık yıllardan beri yapa yapa ne vakit ne uygulanacağını biliyoruz” sözlerine yer verdi.
Anlık Sivas Haber
