Bursa’nın Gürsu ilçesinde, 26 Temmuz 2025 tarihinde başlayan ve yaklaşık iki gün süren büyük bir orman yangını, yaklaşık 100 hektarlık geniş bir alanı küle çevirdi. Bu yıkıcı olay sırasında, devlet ve yerel kurumlar seferberlik ilan ederek, toplamda 41 kurumdan bin 800’e yakın personel ve 700’den fazla iş makinesiyle yoğun bir müdahale gerçekleştirdi. Aynı zamanda, tehlike altındaki üç köyden 485 hane içerisindeki bin 765 vatandaş güvenli bölgelere tahliye edildi. Böylesine büyük çaplı bir yangınla mücadelede, hem ekiplerin hem de köylülerin gösterdiği dayanışma ve kararlılık dikkate değerdi.
Karahıdır Mahallesi’nde Yangın Sonrası Umut
Yangın sonrası yaşananlar, bölgedeki yaşamın yeniden normale dönmesine neden olurken, özellikle Karahıdır Mahallesi’nde yer alan ve yangından büyük ölçüde etkilenmiş olan Halil Kiraz’a ait olan 25 dönümlük bahçe, dikkat çekici bir örnek teşkil etti. Çevresi gri toprak tabakasıyla kaplı olmasına rağmen, bahçenin içinde kalan yeşil ağaçlar ve bitki örtüsü, diğer alanlara kıyasla adeta bir direniş sembolü gibi duruyor. Bu bahçe, bölgedeki yangın yıkımına rağmen doğanın direncini ve insanın umudunu temsil ediyor.
Bahçenin Korunmasında Kullanılan Yöntemler
Halil Kiraz, bahçesinin yangın sırasında sağlam kalmasını, düzenli ve disiplinli damlama sulama sistemine, ağaç diplerindeki kuru otların zamanında temizlenmesine ve çevresinin yol ile çevrili olmasına bağlayarak, bu başarıyı açıklıyor. Ayrıca, yangının bahçeye ulaşmasını engellemek için alınan önlemler ve köy halkının gösterdiği dayanışma, yangınla mücadelede önemli bir rol oynamış durumda. Kiraz, yangın sırasında köylülerle birlikte köyün savunmasına katıldığını ve itfaiye ekipleriyle uyum içinde çalıştıklarını belirtiyor.
Kişisel ve Toplumsal Çabalar
Yangın sırasında, köylerinin tahliye edilmesine rağmen evlerini terk etmeyen, ancak çevresel önlemler alarak arazilerini koruyan Halil Kiraz, bu tutumu ve gösterdiği kararlılık ile örnek oluyor. Kendisi, diğer çiftçilere de, benzer durumlarda arazilerini koruma ve yangına karşı önlemler alma konusunda çağrıda bulunuyor. Kendisi, sulama sisteminin zarar görmesine rağmen, en önemli önceliğin can güvenliği olduğunu vurguluyor ve çevreyi koruma bilincinin artırılması gerektiğine inanıyor.
Kaynaklar
Gazeteciler: Abdullah Çibir – Ali Osman Akın