Hatay’da, özellikle son aylarda yaşanan kuraklık ve düşük yağış seviyeleri, içme suyu kaynaklarını ciddi anlamda tehdit etmeye başladı. Bu durum, kentteki vatandaşların yaşam kalitesini olumsuz yönde etkilerken, aynı zamanda bölgenin ekolojik dengesini de zorluyor. Son 65 yılın en kurak yılı olarak kayıtlara geçen bu dönem, özellikle Karaçay Barajı’nın su seviyesinde dramatik bir azalmaya yol açtı.
Yağış almayan ve kuraklık nedeniyle susuzluk tehlikesiyle karşı karşıya kalan Hatay’da, yerel halk ve yetkililer arasında büyük bir endişe hakim. Meteoroloji verilerine göre, geçtiğimiz yılın aynı dönemine kıyasla toplam yağış oranı %64 oranında azalmış durumda. Bu azalma, sadece doğal yaşamı değil, aynı zamanda tarım ve hayvancılık gibi temel ekonomik faaliyetleri de olumsuz etkiliyor. Karaçay Barajı’nın su seviyesi ise %18 seviyelerine kadar gerilemiş durumda ve bu, bölgedeki su kaynaklarının sürdürülebilirliği açısından ciddi bir uyarı niteliğinde.
Suyun Durumu ve Vatandaşların Endişeleri
Hataylı vatandaşlar, özellikle suyun azalmasıyla birlikte günlük yaşamda ciddi zorluklar yaşıyorlar. Vatandaşlar, suyun azalmasıyla birlikte su kesintilerinin arttığını ve evlerine ulaşan suyun kalitesinin düştüğünü belirtiyorlar.
Vatandaşlardan Doğanay Pekmez, yaşadığı bölgedeki durumu şu sözlerle anlatıyor: “Burası Hatay’da bulunan Büyük Karaçay Barajı. Ben 28 yaşındayım ve ilk defa böyle bir manzarayla karşılaşıyorum. Önceden su seviyeleri buraya kadar geliyordu ve biz buradan taş atıyorduk. Şimdi ise su tahliyesi neredeyse kesildi ve su seviyesi %18’e kadar düştü. Bu yıl olağanüstü bir kuraklık yaşanıyor ve bu durum endişe verici. Evlerimizde ve işletmelerimizde su sıkıntısı baş gösterdi. Önümüzdeki aylarda suyun tamamen tükenebileceği endişesi taşıyoruz. Meteoroloji verilerine göre, son 65 yılın en kurak yılı bu yıl ve bu durum, kanıtlarıyla ortada.”
Vatandaşlar, suyun kıtlığıyla birlikte tedirginliklerini dile getirerek, “Su yok, yağmur yok ve halk olarak oldukça endişeliyiz,” diyerek durumu özetliyorlar. Ayrıca, suyun israf edilmemesi ve tasarruflu kullanılması gerektiğine vurgu yapıyorlar. Araba yıkama ve diğer su gerektiren faaliyetlerin sınırlandırılması konusunda uyarılarda bulunuyorlar.
Bu kritik süreçte, bölge yönetimi ve ilgili kurumlar, suyun sürdürülebilirliği adına acil önlemler almalı ve halkın bilinçlenmesini sağlamalıdır. Aksi takdirde, bölgenin ekolojik ve ekonomik dengeleri ciddi anlamda sarsılabilir.
İşte, Hatay’ın su kaynaklarındaki bu dramatik tablo, bölgedeki ekolojik denge ve halkın yaşamını tehdit etmeye devam ediyor. Bu gelişmeler, bölge sakinlerinin endişelerini artırırken, sürdürülebilir su yönetimi politikalarının acil olarak hayata geçirilmesini zorunlu kılıyor.