ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, İsrail’in Gazze üzerindeki olası tamamen işgal planı hakkında yaptığı değerlendirmede, “İsrail’in kendi güvenliği ve ulusal çıkarları doğrultusunda alacağı kararlar, uluslararası toplumun ve bölge halklarının güvenliği açısından büyük önem taşımaktadır” dedi. Ayrıca, ABD’nin Orta Doğu’daki diplomatik çabalarını güçlendirmek amacıyla Rusya’da gerçekleştirdiği temasların oldukça verimli geçtiğini belirterek, “Bu görüşmeler, savaşın sona erdirilmesine ve bölgede kalıcı barışın tesisi adına önemli bir adım olarak görülüyor” ifadelerini kullandı.
Rubio, gazetecilere yaptığı açıklamalarda, özellikle Gazze’de yaşanan insani kriz, rehineler ve Hamas’ın varlığı gibi temel meselelerin çözümüne odaklanmanın önemine vurgu yaptı. “Hamas’ın bölgedeki varlığı, kalıcı barış ve istikrarın önünde büyük bir engel teşkil ediyor. Bu örgütün silahsızlandırılması ve bölgeden uzaklaştırılması, uzun vadeli çözüm için kaçınılmazdır” dedi. Ayrıca, ABD’nin insani yardım çalışmalarını sürdürdüğünü, ancak rehineler ve Hamas’ın silahsızlandırılması gibi konuların, siyasi çözümlerle birlikte ele alınması gerektiğine işaret etti. Rubio, Başkan Trump’ın tüm rehinelerin serbest bırakılması gerektiğine dair katı tutumunu tekrar vurgulayarak, “Beş ya da yedi değil, tüm rehinelerin, ölü ya da diri, serbest kalması en temel beklentimizdir” diye ekledi.
Rubio ve Witkoff’un Rusya Temasları
Rubio, ayrıca, ABD’nin Orta Doğu Temsilcisi Steve Witkoff’un Rusya’da yaptığı görüşmelerin oldukça verimli geçtiğini ifade etti. “Bu temaslar, savaşın sona erdirilmesi ve diplomatik çözüm yollarının araştırılması açısından kritik öneme sahip” diyen Rubio, önümüzdeki günlerde ABD Başkanı Donald Trump’ın, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy ile bir araya gelerek, gelişmeleri değerlendirme ihtimalinin yüksek olduğunu belirtti. “Görüşmelerimizin sonucu, bölgesel barış ve istikrar açısından belirleyici olacak” şeklinde konuştu.
Rubio, ayrıca, Avrupa’daki müttefiklerimizle ve Ukraynalı liderlerle yapılacak görüşmelerin önemine değinerek, “Eğer ilerleme sağlanırsa, Trump’ın liderlik edeceği üçlü görüşme, çatışmaların sona erdirilmesi ve kalıcı barışın tesisi açısından yeni bir fırsat doğabilir” dedi. Bu süreçte, Rusya’nın savaşı sona erdirmek için ortaya koyduğu talepler ve Ukrayna’nın beklentileri arasında bir denge kurulması gerektiğine vurgu yaptı.
Barış Sürecinde Güncel Durum ve Zorluklar
Rubio, Putin’in savaşın sona erdirilmesine dair yaptığı açıklamaları hatırlatarak, “Detaylara girmeden, herkesin ortak noktası, eninde sonunda bir ateşkesin sağlanmasıdır” dedi. Ayrıca, savaşın temel sorunlarının toprak konusu ve tarafların tavizleri olduğunu belirterek, “Bir anlaşma olacaksa, hem Ruslar hem de Ukraynalılar, farklı talepler karşılığında bazı tavizler vermek zorunda kalacak. Bu da kolay bir süreç değil” diye ekledi.
Her ne kadar taraflar arasında umut ışıkları belirse de, Rubio, savaşın hangi koşullarda sona ereceği konusunda kesin bir zamanlama olmadığını vurguladı. “Ateşkesin zamanlaması ve detayları, müzakerelerin ilerlemesine bağlı. Şu anda belirli bir tarih veya kesin plan yok” diyerek, süreçte dikkat edilmesi gereken noktaları açıkladı.
Yaptırımlar ve Diplomatik İlerlemeler
Rubio, görüşmelerde kaydedilen ilerlemenin, ABD Başkanı Trump’ın Rusya’ya yönelik olası yeni yaptırımlarını da doğrudan etkilediğine dikkat çekti. “Yaptırımların uygulanıp uygulanmayacağı, önümüzdeki 24 ila 36 saat içinde alınacak kararlara bağlı. Bu karar, müzakerelerin gidişatına göre şekillenecek” dedi. Ayrıca, Trump’ın, Rusya ve Ukrayna liderleriyle yapacağı olası telefon görüşmesinin, diplomatik sürecin ilerlemesine katkı sağlayacağını belirtti.
Rubio, son olarak, Witkoff’un Rusya ve Putin ile yaptığı görüşmelerin, Moskova’nın taleplerini ve savaşın sona erdirilmesine ilişkin olası çözümleri anlamamızda önemli bir temel oluşturduğunu söyledi. “En azından, Rusya’nın ne istediğine dair bir fikrimiz oluştu. Bu, Ukrayna’nın kabul edeceği bir çözüm olmayabilir, ama en azından başlangıç noktasıdır” ifadelerini kullandı. Ayrıca, Trump’ın önümüzdeki günlerde, ikili veya üçlü liderler seviyesinde bir görüşmenin gerçekleşip gerçekleşmeyeceğinin, müzakerelerde sağlanan ilerlemeye bağlı olacağını sözlerine ekledi.