ABD’de sağlık sektöründe ortaya çıkan skandal, kurumları ve yetkilileri alarma geçirdi. Özellikle Haziran 2024’ten Ocak 2025’e kadar süren dönemde, yaklaşık 4 bin 486 hastaya tıbbi hizmet sunan ve aslında yeterliliği olmayan, sahte bir hemşire olan Autumn Bardisa isimli şahıs, hastaları bilinçsizce zehirlediği şüphesiyle yakalandı ve gözaltına alındı. Bu olay, hem hastanenin güvenlik ve denetim sistemlerinin kırılganlığını gözler önüne sererken, hem de sağlık sektöründeki ciddi denetim eksikliklerini ortaya çıkardı.
Adı geçen hemşirenin kimliği ve faaliyetleri detaylı bir şekilde araştırılırken, hastanede çalışmaya başlamadan önceki sürece dair ilginç detaylar da ortaya çıktı. Dreher Üniversitesi Hastanesi’ne sahte belgelerle başvuran Bardisa, burada göreve başladıktan sonra aynı isimle başka bir hemşirenin sicil numarasını kullanarak, yetkilileri yanıltmayı başarmıştı. Hastanenin yönetimi, Bardisa’nın niteliklerine ilişkin kaygılar ve şüphelerin artması üzerine sözleşmesini feshetme kararı aldı. Ancak olayın daha da detayları gün yüzüne çıkarken, uzmanlar bunun pandemi sonrası dönemde artan tıbbi dolandırıcılık vakalarının en çarpıcı ve endişe verici örneği olduğunu belirtti.
Olayın Ayrıntıları ve Hukuki Süreç
2023 Temmuz ayında hastaneye sahte belgelerle işe başlayan Bardisa, kendini hemşire olarak tanıtıp hastalara bakım sağlamaya başladı. Takip eden zamanlarda, aynı hastanedeki bazı meslektaşları tarafından fark edilen gerçeğin ise oldukça şaşırtıcı olduğu ortaya çıktı. Bir çalışan, sahte hemşirenin hemşire yardımcısı lisansının aslında süresinin dolduğunu fark ederek bir ihbarda bulundu. Bu ihbar sonucunda, Bardisa üzerine yapılan incelemeler derinlemesine sürdü ve onun, lisanssız hasta bakmaktan toplamda 7 suçtan kayıtlara geçtiği ve sahte kimlik kullanmaktan tutuklandığı biliniyor.
Gözaltına alınması ise 5 Ağustos günü gerçekleşti ve polis ekipleri sektörün en ciddi tıbbi dolandırıcılık olaylarından biri olarak kabul edilen bu vakaya müdahale ederek, Bardisa’nın faaliyetlerini deşifre etti. Ayrıca, sağlık alanında çalışanlar ve yetkililer, konunun üzerine gidilerek, sahte belgelerin ve kimliklerin kullanımını engelleyecek yeni denetim mekanizmalarının hayata geçirilmesine yönelik adımlar atmaya başladı.
Bu büyük skandal, sağlık sistemindeki denetimlerin yetersizliği ve sahtecilik vakalarının toplum sağlığına olan olumsuz etkileri açısından önemli bir uyarı niteliği taşıyor. Yetkililer, olayın ardından alınan önlemler kapsamında, benzer vakaların önüne geçmek amacıyla daha sıkı kontroller ve yeni teknolojik çözümler geliştirme çalışmalarına başladı.
İngiltere, Amerika Birleşik Devletleri ve diğer gelişmiş ülkelerin sağlık sistemlerinde de benzer vakaların raporlandığını hatırlatan uzmanlar, bu tür olayların önlenmesi için sağlık kurumlarının ve denetim organlarının daha etkin çalışma mekanizmaları oluşturması gerektiğine dikkat çekiyorlar.