İstanbul’da yaşayan ve mey ile zurna alanında uzmanlaşmış olan Tuncelili eğitimci, oğluyla birlikte her yıl memleketine yaptığı ziyaretlerde ilçeleri dolaşarak hem yerel kültürü yaşatmaya devam ediyor hem de genç nesillere bu önemli sanatları aktarmayı sürdürüyor. Bu yıl da baba ve oğul, geleneksel enstrümanlarıyla birlikte Tunceli’nin çeşitli köy ve kasabalarını ziyaret ederek, hem kendileri hem de genç öğrencilere kültürel miraslarını gösterme fırsatı buldu. Baba ve oğulun bu anlamlı yolculuğuna, mey ve zurna eğitimi alan ve aynı zamanda yeteneklerini geliştiren gençler de katıldı.
Ali Basık (49), İstanbul’un Sultangazi ilçesinde uzun yıllardır mey ve zurna eğitmenliği yaparken, çocukken başlayan bu tutkuyu ve kültürel mirası gelecek nesillere aktarma azmini hiç kaybetmedi. Oğlunun müzikle ilk tanışması, 6 aylıkken, çocuk odasında onun tepki verdiği sesi fark etmesiyle başladı. Bu farkındalıkla kısa sürede küçük bir asma davul alarak, oğlunun müzikle tanışmasını sağladı. Zaman içinde oğlunun gelişimiyle birlikte, onunla birlikte farklı enstrümanlar çalmayı da öğrendi ve sürekli kendisini yeniledi.
Baba ve Oğulun Kültürel Yolculuğu
Her yıl memleketi Tunceli’ye gelen baba Ali Basık, ilçeleri dolaşarak, hem kendi kültürel mirasını yaşatmaya hem de gençlere bu değerleri öğretmeye devam ediyor. Bu ziyaretlerde, oğluyla birlikte düğün ve çeşitli kutlamalara katılarak, yerel müzik ve dansların canlı örneklerini sergiliyorlar. Bu yıl da, oğlunun yanı sıra mey ve zurna eğitimi alan genç öğrencisi Umut Rüzgar Yıldırım’ı da yanına alarak, Pülümür ilçesinde düzenlenen mini bir müzik dinletisi gerçekleştirdi. Bu etkinlik, yerel halk ve ziyaretçiler tarafından büyük beğeni topladı.
Ali Basık, yaptığı açıklamada, “Şu anda memleketime geldim ve ilçelerimizi dolaşıyoruz. Oğlum ve öğrencimle birlikte, burada yerel kültürümüzü gençlere anlatmaya çabalıyoruz. Bugün yeni öğrencimizle kayıt yaptık ve mey ile zurna dersleri hakkında detaylar paylaştık. Ayrıca, Pülümür’de düzenlenen Müzik Köyü etkinliklerine katılarak, kültürümüzü gelecek nesillere aktarmanın gururunu yaşıyoruz. Her yıl buraya gelerek, düğünlerde ve çeşitli etkinliklerde çalmaya devam ediyoruz.”
Oğlunun Müzik Serüveni ve Gelişimi
Oğlunun 2 yaşından itibaren müzikle iç içe olduğunu anlatan baba Ali Basık, “Oğlum 6 aylıkken, kundakta iken üç veya dört nota sesi veriyordum ve bu onun ilgisini çekiyordu. Bu sayede onun müzik kulağı olduğunu fark ettim. Kısa süre sonra küçük bir asma davul aldım ve onunla birlikte çalmaya başladı. Bu süreçte, onun hatırası için kısa videolar çekip kaydettiğim gibi, kültürel mirasımıza da katkıda bulunmaya çalışıyorum. Şu anda 12 yaşında olan oğlum, 2 yaşından beri davul çalıyor ve bateriyi de kullanabiliyor.”
Oğlu Ali ise, “Tunceli Ovacık Eğripınar köylüyüm. Düğünlere gidiyorum ve babam yanlış bir şey çaldığımda beni uyarıyor, hemen düzeltiyorum. Babam benimle çok ilgileniyor ve bu işi yapmaktan çok mutluyum” diyerek, müzik tutkusunu ve gelişimini dile getirdi.
Genç Müzik Öğrencisi ve Eğitim Hikayesi
Ali Basık’ın öğrencisi olan Umut Rüzgar Yıldırım ise, Bakırköy Güzel Sanatlar Lisesi Türk Halk Müziği bölümü öğrencisi olarak, müzik serüvenini şöyle anlattı: “Korona döneminde Soner Altıkulaç hocamla bağlama çalmaya başladım. Aslında ilk amacım müzik okumak değildi, fakat zamanla müziğin bana huzur verdiğini ve insanlara da sağlıklı bir şekilde dokunduğunu fark ettim. Okula başladığımda ana enstrümanım Azerbaycan tarı oldu. Çocukluğumdan beri mey ve zurna ilgim vardı ve bu yüzden Ali Basık hocamla tanıştım. 1,5 yıldır onunla mey ve turna çalışmaları yapıyorum ve ayrıca Müzik Köyü Atölyesi’ne katıldım. Düğünlerde ve çeşitli etkinliklerde çalıyorum, bu alanda kendimi geliştirmeye devam ediyorum.”