Elazığ’ın merkezine bağlı, tarihi ve kültürel açıdan zengin Yukarı İçme köyünde bulunan kahvehane, bölgenin en dikkat çekici ve ilginç mekanlarından biri olarak öne çıkıyor. Yıllardır sürdürdüğü geleneksel yapısıyla ve benzersiz özellikleriyle tanınan bu kahvehane, özellikle “uyutan kahvehane” unvanıyla ünlüdür. 1948 yılında, taş ve topraktan inşa edilen bu işletme, doğayla iç içe olması ve kendine özgü yapısıyla ziyaretçilerine farklı bir deneyim sunuyor. Yazın serin, kışın ise sıcak ortamıyla, köy sakinleri ve ziyaretçilerin vazgeçilmez adresi haline gelmiş durumda.
İçeriye adım attığınızda, bahçede oluşturulan küçük gölet ve geyiklerin suyla buluştuğu doğal güzellikler gözlerinizi kamaştırıyor. Bu sayede, kahvehaneye gelenler sadece içeceklerini yudumlamakla kalmıyor, aynı zamanda huzur ve sakinlik içinde zaman geçirebiliyorlar. En ilginç olan ise, burada oturanların büyük bir kısmının, oturdukları yerde uykuya daldıklarını görmek mümkün. Bu durum, kahvehanenin en büyük özelliklerinden biri olarak kabul ediliyor ve yıllardır devam eden bu gelenek, bölge halkı arasında oldukça meşhur hale gelmiş durumda.
Yasin Başpınar isimli kahvehane sahibi, bu benzersiz özelliği anlatırken, “Yıllardır burada uyuyanları fotoğraflayarak, onların uykuya daldığını belgeledim. Bu geleneksel özelliğin kendine has bir karakteri var ve buraya gelenler, özellikle sıcak havalarda içeri girdiklerinde, hemen uykuya dalıyorlar,” şeklinde açıklamalarda bulunuyor. Ayrıca, kahvehanenin sessizliği ve doğal ortamı nedeniyle, insanların burada rahatlamış ve huzur bulmuş hissettiklerini vurguluyor.
İnsanlar burada uykuya dalarken, horlayan sesleri bile duyulabiliyor. Komşu köyden gelen Lütfü Yalçın ise, kahvehane atmosferini esprili bir dille anlatıyor: “Buranın en büyük özelliği, ayakta olanların yarı yatıp, yarı gezmesi. İçeri giren tam yatıyor, dışarı çıkarken ise yarı ayık şekilde dolaşıyorlar. Bu mekan, gerçekten de dinlenmek ve stres atmak isteyenler için biçilmiş kaftan. Bazen bizler de buraya gelerek, kendimizi dinlenmiş hissediyoruz ve horlayan sesleri bile duymak mümkün.”
Yıllardır bu kahvehanede bulunan 88 yaşındaki Adil Amca, anılarını anlatırken, “Buraya yıllardır geliyorum ve burada uyuyanların fotoğrafları da var. İnsan burada oturduğunda, birdenbire uykuya dalıp, kendini patikleme adı verilen bu huzurlu ortamda buluyor” diyerek, mekanın kendine özgü atmosferini ve huzurunu dile getiriyor. Ayrıca, buranın doğal yapısı ve sakinliği sayesinde, zaman zaman insanlar kendilerini adeta başka bir dünyada gibi hissediyorlar.”
Rıdvan Yeşilırmak ise, bu eşsiz mekanın her yönüyle kendine has olduğunu ve bölge halkı için önemli bir buluşma noktası olduğunu sözlerine ekliyor. Kahvehane, sadece bir içecek mekanı değil, aynı zamanda insanların günlük stresinden uzaklaşıp, doğayla iç içe, huzur dolu vakit geçirebildiği özel bir ortam haline gelmiş durumda.