Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, “Azerbaycan doğalgazının Türkiye üzerinden Suriye’ye sevki, tekrar ülkelerimiz ortasındaki yakın işbirliği ve eşgüdümle mümkün olabildi” dedi.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, SOCAR Türkiye CEO’su Elchin Ibadov ve ODTÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Yozgatlıgil ile birlikte SOCAR Türkiye’nin toplumsal sorumluluk projesi olarak ODTÜ işbirliğiyle hayata geçirdiği “Cep Kitapları” projesinin tanıtımına katıldı. Programda konuşan Yılmaz, Türkiye ile Azerbaycan ortasındaki kardeşliğin yalnız siyasette ve iktisatta değil, ilim, kültür ve maarif alanında da inkişaf etmesinin kendileri için iftihar vesilesi olduğunu belirtti. Yılmaz, günümüz dünyasında kalkınmanın ve ilerlemenin en stratejik sermayesinin hiç kuşkusuz bilgi olduğuna dikkat çekti. Nitelikli insan kaynağının ve hayat uzunluğu öğrenmenin ehemmiyetini her vesileyle vurguladıklarını ve takviyelerinin altını çizen Yılmaz, “Cep Kitapları projesi, ilhamını Azerbaycan’da Ekonomi Bakanlığı ile İhracat ve Yatırım Teşvik Fonu’nun takviyesiyle hayata geçirilmiş, başarılarıyla örnek olmuş bir deneyimden alıyor. SOCAR Türkiye ile Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nin iş birliğiyle ülkemizde de hayata geçirilen bu çalışma, milletlerarası ölçekte kabul görmüş ‘Management Pocketbooks’ serisinin Türkçeye kazandırılmasıyla başlamıştır. İdareden pazarlamaya, finansal okuryazarlıktan bağlantıya, takım çalışmasından liderliğe uzanan geniş bir yelpazede sunulan bu eserler, teorik yükün altında boğulmadan, kolay anlaşılır ve pratik tekliflerle insanımızın hayatına direkt dokunmaktadır. Ortaya konan bu teşebbüsün öğrencilerden çalışanlara, girişimcilerden farklı meslek kümelerine kadar geniş bir topluluğa öğrenme ve gelişim imkânı sunması takdire şayandır. İdare ve şahsî gelişim alanında imza attıkları bu toplumsal sorumluluk projesi için tüm SOCAR Türkiye ailesini ve ODTÜ’den bu projeye emek verenleri tebrik ediyorum” diye konuştu.
“Türkiye-Azerbaycan işbirliğinin hem ülkelerimizin hem de bölgemizin refah ve çıkarları bakımından ne kadar kilit ehemmiyette olduğunu ortaya koymuştur”
Türkiye ve Azerbaycan ortasındaki işbirliğinin bu türlü verimli projelere yansımasının kardeşliğin ne kadar esaslı ve üretken olduğunun en hoş göstergelerinden olduğunu aktaran Yılmaz, “Her alanda olduğu üzere bu alanda da attığımız, kazan kazan anlayışına dayalı birçok adım sayesinde yıllar boyunca büyük muvaffakiyetler elde ettik. Bu işbirliğimizin değeri yaşanan gelişmelerle birlikte son yıllarda daha da barizleşmiştir. Global jeopolitik gelişmeler, güç güvenliği konusunda Türkiye-Azerbaycan işbirliğinin hem ülkelerimizin hem de bölgemizin refah ve çıkarları bakımından ne kadar kilit kıymette olduğunu ortaya koymuştur. Bakü-Tiflis-Ceyhan, Bakü-Tiflis-Erzurum ve TANAP üzere altyapı yatırımlarıyla taçlandırdığımız bu işbirliğimiz, yalnızca Türkiye ve Azerbaycan’a yarar sağlamakla kalmayıp, Avrupa’nın güç güvenliğine de değerli katkılar yapmaktadır. 18 milyar doları aşan yatırımlarıyla SOCAR, ülkemizde en çok yatırım gerçekleştiren tırnak içerisinde yabancı şirket pozisyonuna gelmiştir” sözlerini kullandı.
2008’de PETKİM ile başlayan yatırımlar, TANAP ve STAR Rafinerisi üzere projelerle hem Türkiye’nin hem de bölgenin güç arz güvenliğine büyük katkılar sağladığını bildiren Yılmaz, “Kayserigaz ve Bursagaz aracılığıyla kentlerimize güç erişimi sağlanması noktasında sunduğu katkı, SOCAR’ın ülkemizdeki entegre rolünü daha da görünür kılmıştır. Başka taraftan SOCAR etraf dostu teknolojiler ve sürdürülebilirlik vizyonuyla hareket eden bir şirket olarak takdiri hak etmektedir. Bilhassa sürdürülebilir havacılık yakıtı üretimi üzere Ar-Ge çalışmaları, ülkemizin 2053 net sıfır karbon gayeleriyle de uyumludur. SOCAR Türkiye’nin, ‘Master Plan’ ismi altında yürüttüğü ön mühendislik ve fizibilite çalışmaları sonucunda, ülkemize yaklaşık 7 milyar dolarlık yeni bir petrokimya yatırımı planladığını da memnuniyetle öğrenmiş bulunuyoruz. İnşallah bu proje en kısa müddette hayata geçer. Bilhassa cari açığın azaltılmasında bu projeler değerli. Benzeri formda, devlet şirketlerimiz BOTAŞ ve TPAO’nun Azerbaycan’da sürdürdüğü faaliyetler de bu güçlü iştirakimizin pahalı örneklerini teşkil etmektedir” biçiminde konuştu.
“Azerbaycan doğalgazının Türkiye üzerinden Suriye’ye sevki, yeniden ülkelerimiz ortasındaki yakın işbirliği ve eşgüdümle mümkün olabildi”
Mart ayında açılışı yapılan Iğdır-Nahçıvan boru çizgisinin ili ülkenin güç işbirliğinin en yeni nişanesi olduğunu belirten Yılmaz, “İki ülke ortasında doğalgaz alanında yeni projeler için de hala büyük bir potansiyel olduğunu görüyoruz. Azerbaycan’ın daha büyük hacimlerde gaz tedarik edebilmesi için gerçekleştirilecek yatırımlar ve Türkmen gazının tüm tarafların faydasına olacak halde Azerbaycan ve Türkiye üzerinden ihracı konusunda işbirliğimizi geliştirmemiz, önümüzdeki yıllarda birlikte atacağımız en kıymetli adımlar ortasında yer almaktadır. Bir öteki kritik işbirliğini de yakın vakitte Suriye’de başlattık. Azerbaycan doğalgazının Türkiye üzerinden Suriye’ye sevki tekrar ülkelerimiz ortasındaki yakın işbirliği ve eşgüdümle mümkün olabildi. Türkiye-Azerbaycan ortasındaki elektrik bağlantısallığının da artırılması, stratejik değerdeki bir öteki adım olacaktır. Hakikaten çağımız bağlantısallık çağıdır. Güçle hudutlu kalmayacak biçimde bağlantısallığımızı her alanda arttıracağımız projelere odaklanmamız bizi hem bölgemizde hem de dünyada birlikte daha güçlü kılacaktır” açıklamasınra bulundu.
“Güney Kafkasya’da olağanlaşma Orta Asya Cumhuriyetleri ile münasebetlerimize de yeni boyutlar kazandıracaktır”
Washington’da Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev ile Ermenistan Başbakanı Paşinyan ortasında imzalanan ortak bildiriye değinen Yılmaz, “Kafkaslar’da kalıcı sulhun ve istikrarın tesisi yolunda yeni bir kapı aralamıştır ve bunu da Türkiye Cumhuriyeti olarak büyük bir memnuniyetle müşahede ettiğimizi belirtmek isterim. Tüm bunlar bölgede uzun vakittir görmeyi umduğumuz, gerçekleşmesi için uzun vakittir uğraş sarf ettiğimiz, katkıda bulunduğumuz çok değerli gelişmelerdir. Güney Kafkasya’da olağanlaşma Orta Asya Cumhuriyetleri ile bağlarımıza de yeni boyutlar kazandıracaktır. Taraflar ortasında atılan bu değerli adımların ve bilhassa Güney Kafkasya’da açılacak ulaşım ve bağlantı sınırlarının bölge ülkeleri ortasında yalnız siyasi yakınlaşmaya değil, iktisada büyük bir katkı sağlayacağının altını buradan çizmek isterim. Kafkasya ekonomik bağların gelişmesi, bölgesel, Türkiye içerisinde kalkınma amaçlarımıza de hizmet edecektir. Bilhassa Doğu Anadolu ve Doğu Karadeniz bölgelerimizin başta olmak üzere nisbi ortalama yaklaşmasına yardımcı olacaktır” dedi.
SOCAR’ın 17 yıldır Türkiye’de gerçekleştirdiği çalışmalarda petrokimya kesiminin yanı sıra yenilenebilir güç, etraf ve toplumsal sorumluluk projelerine de kıymet verdiğini görmekten memnunluk duyduklarının altını çizen Yılmaz, “Üstelik bu teşebbüsün ticari bir dert taşımadan, toplumsal faydayı merkeze alarak yürütülmesi, pahasını daha da artırmaktadır. Hem basılı hem de dijital ortamda bulabileceksiniz. Sözlerime son verirken, tüm vatandaşlarımızı, bilhassa de gençlerimizi projenin internet sitesini ziyaret etmeye davet ediyorum. Azerbaycan Türkiye kardeşliğinden gelen enerjiyi toplumsal sorumluluk alanına aktaran SOCAR Türkiye’yi tebrik ediyorum. Bilgi birikimini bu alana da yansıtan ve mezunu olmaktan onur duyduğum Orta Doğu Teknik Üniversitemize ve emeği geçen herkese teşekkürlerimi sunuyorum” dedi.
SOCAR’ın Türkiye’de 17 yılda çok sayıda yatırım yaptığını belirten SOCAR Türkiye CEO’su Elchin Ibadov ise, “İşimizi ekonomik paha oluşturmakta görmüyoruz. Bu güzide ülkeye devletlerimizin ortak stratejik kıymetlerine uygun, onlara takviye verecek, insan gelişimine destekleyecek her türlü projede biz varız ve asli misyonumuz olarak görüyoruz. Bunu kurumsal toplumsal sorumluluk olarak görüyoruz. Bu bizim asli vazifemiz. Onun yanında başka ekonomik kıymet oluşturma mevzularında da faaliyet gösteriyoruz. Kitapların ismi ‘cep kitapları’ olabilir lakin muhakkak ismi ne kadar küçük gözükse de içindeki bilgiler enginlere sığmaz, aşar nitelikte. 105 farklı hususta, hayli derin, işin daha da pratik boyutuna giren, iş hayatı için çok değerli olan mevzulara değiniliyor. 2026 Ağustos’a kadar da bu 105 kitabı ulaştırmak konusunda epey iddialıyız” tabirlerini kullandı.
Projeden Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz’a bahsettiğinde takviyelerini aldığını aktaran Ibadov, başta ODTÜ Rektörü Yozgatlıgil olmak üzere kitabın hazırlanması sürecinde emeği geçen akademisyenlere teşekkürlerini sundu.
SOCAR Türkiye ile yaptıkları işbirliğinin bilgi üretme kapasitesi, bilginin toplulumun her kesitine süratli, anlaşılabilir ve erişilebilir biçimde ulaştırma maksadını karşıladığını lisana getiren ODTÜ Rektörü Yozgatlıgil, “Bilgi ve bağlantı teknolojilerindeki süratli değişim, bilginin üretilme ve paylaşılma biçimlerinde dönüştürdü. Dünyada bu dönüşüm, açık erişim ve açık bilim kavramlarını öne çıkardı. ODTÜ’de de bilimin şeffaf, tekrarlanabilir ve muteber çıktılarla gelişimine katkı sunmayı, bilgi toplumun ve paydaşların faydasına yaymayı en temel vazife olarak görüyor” dedi.
Anlık Sivas Haber
