İstanbul’da yaşanan üzücü bir olay sonucu hayatını kaybeden 22 yaşındaki hemşirelik öğrencisi Ayşe Tokyaz’ın ardından, ikiz kardeşi Esra Tokyaz, derin bir yas ve içsel acıyla dolu. Ayşe’nin kayboluşunun ardından ailesi ve yakın çevresi büyük bir şok yaşarken, Esra kardeşinin izini sürmek ve gerçeği ortaya çıkarmak adına yoğun çaba sarf etti. Yapılan araştırmalar ve polis soruşturmaları sonucunda, Ayşe’nin eski sevgilisi tarafından saldırıya uğradığı ve ne yazık ki yaşamını yitirdiği ortaya çıktı. Cesedinin valiz içerisinde bulunması, olayın ne denli karmaşık ve trajik olduğunu gözler önüne serdi. Esra, kardeşiyle ilgili umutlarını ve hayallerini kaybetmemeye çalışırken, onun anısını yaşatmak için kararlı adımlar atıyor.
'Ayşe her zaman güler yüzlü ve yardımseverdi' diyen Esra, kardeşinin hayata bakışını ve içtenliğini anlatırken, onun her zaman pozitif enerjisiyle çevresine ışık saçtığını dile getirdi. Ayşe’nin hayalleri ve hedefleri, onun yaşamındaki en büyük motivasyon kaynağıydı. Çocukluklarından beri birlikte büyüyen ikizler, başlangıçta farklı alanlarda eğitim görmüş olsalar da, kardeşinin ısrarı ve arzusu üzerine hemşirelik bölümüne geçiş yapmaya karar vermişlerdi. Esra, “Ayşe ile birlikte olmak ve onun hayallerine ortak olmak için aynı üniversitede okuduk. Birlikte ilk ve ikinci üniversitemizi tamamladık,” diyerek, kardeşiyle olan bağlarını ve paylaştıkları yaşamı vurguladı. Şimdi ise, Ayşe’nin hayalleri ve onun adına gerçekleştireceği hedefler için tek başına mücadele etmeye kararlı.
'Ayşe’nin dünyadaki sesi ben olacağım' diyerek, kardeşinin hayallerini ve birlikte kurdukları planları gerçekleştirmek için yılmadan ilerleyeceğini belirtti. Esra, onun her zaman yanında olduğunu hissettiğini ve onun anısını en iyi şekilde yaşatmak adına elinden geleni yapacağını söyledi. Kardeşinin sadece ailesinin değil, aynı zamanda onun ve toplumun sevilen bir birey olduğunu vurgulayan Esra, onun adını yaşatmak ve onun değerlerini gelecek nesillere aktarmak için kararlı. Bu acı olay, ailesi ve sevenleri için derin bir yara olsa da, Esra’nın güçlü duruşu ve kardeşi adına gösterdiği çaba, umut ve dayanışmanın simgesi oldu. Ramazan İlın ve Arzu Kübra Doğan’ın kaleminden çıkan bu hikaye, kayıpların ardından hayata tutunma ve sevgiyle anma çalışmalarının güzel bir örneği olarak hafızalarda yer aldı.