Bitlis’in Ahlat, Güroymak ve Tatvan ilçeleri sınırları içerisinde bulunan ve doğal güzelliğiyle ünlü Nemrut Kalderası, her yıl binlerce küçükbaş hayvanın su içmek için yaptığı yolculuklara ev sahipliği yapıyor. Bu eşsiz manzaralar, özellikle suya inen yaklaşık 4 bin küçükbaş hayvan sürüsünün tozlu ve zorlu yolculuğu sırasında ortaya çıkıyor. Gün batımı ve sabah saatlerindeki ışık oyunlarıyla adeta bir doğa harikası haline gelen bu bölge, göçerlerin ve doğa tutkunlarının ilgisini çekiyor.
Nemrut Dağı’nın eteklerindeki Kalp Gölü, bölgenin en dikkat çekici doğal oluşumlarından biri olarak her yıl yüzlerce göçer ve ziyaretçiyi ağırlıyor. Sıcak yaz aylarında serin ve ferah otlaklara ulaşmak amacıyla göç eden küçükbaş hayvan sürüleri, zorlu dağ yolları ve vadilerden geçerken ortaya çıkan görsel şölen, izleyenleri büyülüyor. Özellikle sabahın erken saatleri ve gün batımında, göl ve çevresinde oluşan manzaralar, kartpostallık görüntülerle doğa severlerin ilgisini çekiyor. Bu doğal yaşam döngüsü, bölge ekonomisine katkı sağlamanın yanı sıra, geleneksel göçebelik kültürünü de yaşatmaya devam ediyor.
Bu muhteşem görüntüleri havadan kaydeden belgesel yapımcıları ve doğa fotoğrafçıları, göç yollarındaki hayvanların ve göçer ailelerin yaşamını yakından takip ediyor. Bölge, zengin su kaynakları, serin iklimi ve bol otlaklarıyla Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nden gelen göçer ailelerin tercih ettiği önemli yaylalardan biri olmayı sürdürüyor. Bu doğal yaşam biçimi, hem bölge ekonomisini canlandırıyor hem de doğayla iç içe, geleneksel göçerlik kültürünü yaşatıyor.
Yaklaşık 24 yıldır hayvanlarıyla birlikte bölge bölge gezintiye çıkan Şefket Erkin, göçebelik yaşamını ve bölgenin geçirdiği değişimleri anlatıyor. Erkin, “Kış aylarında Mardin, Nusaybin, Cizre, Midyat ve İdil gibi bölgelerdeyiz. Orada yaklaşık dört ay kalıyoruz. Bahar aylarının başlangıcıyla birlikte yola çıkarak Batman’a kadar yürüyoruz. Sonra hayvanlarımızı arabalara yükleyip yaylalara doğru hareket ediyoruz. Muş, Hakkari, Van ve Bitlis gibi illerdeki serin ve otlak alanlarda geçirdiğimiz süre, hem hayvanlarımıza hem de kendimize iyi geliyor. Bu bölgelere gelmemizin temel amacı, serin iklim ve bol ot ile hayvanların daha verimli süt ve peynir üretimini sağlamaktır. Aynı zamanda, peynir satışlarıyla da ek gelir elde ediyoruz” dedi.
Bu doğal ve geleneksel göç yolu, hem bölgeye özgü kültürel zenginlikleri koruyor hem de ziyaretçilere eşsiz bir doğa deneyimi sunuyor. Her yıl binlerce ziyaretçi ve doğa tutkununun ilgisini çeken bu güzellikler, bölgenin doğal ve kültürel değerlerini yaşatmaya devam ediyor.