TÜRGEV Lideri Av. Hatice Akıncı Yılmaz, “Gazze’ye Umut Işığı Ol” yürüyüşünde milyonların hislerine tercüman oldu. Yılmaz, “Karanlık ne kadar derin olursa olsun, tek bir fener bile yol gösterir. Gazze’nin özgürlüğü, hepimizin vicdan imtihanıdır. Hakikat ve adalet galip gelene dek dimdik ayaktayız” tabirlerini kullandı.
İsrail’in, Gazze’yi havadan bombardıman ve açlıkla tüketmesinin akabinde başlattığı kara harekatı, dünyanın dört bir yanında öfke dalgası oluşturdu. Soykırımın maskesi arkasına gizlenen bu adım, memleketler arası kamuoyunda sert reaksiyonlara neden oldu. Bu adaletsizliğe karşı yükselen sesin en gür çıktığı kentlerden biri İstanbul’du. Dün gece Beyazıt Meydanı’ndan Ayasofya Camii’ne uzanan “Gazze’ye Umut Işığı Ol” yürüyüşünde binlerce kişi, ellerinde fenerlerle adalet, özgürlük ve insanlık için yürüdü. Bu kutlu yürüyüşte TÜRGEV ailesi, başta Hoş İşler Fabrikası (GİF) İstekli Kampı olmak üzere çatısı altındaki tüm yol arkadaşlarıyla omuz omuza, ön saflarda yerini aldı.
Kalabalığın ortasında, elinde feneriyle yürüyen TÜRGEV Yönetim Kurulu Lideri Av. Hatice Akıncı Yılmaz, attığı her adımı “Gazze’ye uzanan bir dua” olarak nitelendirdi. Yılmaz, konuşmasında şu tabirleri kullandı: “Bu gece fenerlerimizle sadece Gazze’nin değil, ümmetin üzerine çöken karanlığa meydan okuyoruz. Biliriz ki gerçek güç ne tanklardadır ne bombalarda. Gerçek güç, Allah’a tevekkül eden, zulme karşı sabırla duran, direnişi imanla yoğrulmuş bir halkın yüreğinde gizlidir. Bizim yürüyüşümüz, ecdadımızın Kudüs sevdasından, milletimizin mazluma uzanan merhametli elinden beslenir. Attığımız her adım, Gazze’nin çocuklarının gözyaşını silmek, ümmetin onurunu korumak, insanlığın suskunluğunu bozmak içindir.”
“Gazze’nin yanındayız, Kudüs özgür olana dek durmayacağız”
Yılmaz, kelamlarına Arapça bir haykırışla devam etti: “Bi’r-Ruh Bi’d-Dem Nefdike Ya Aksa! Bu sözler, göğsümde yaralı fakat vazgeçmeyen, kanadı kanla ıslanmış olsa da hala gökyüzüne tutunan bir kuş üzere çırpınır. Zira Gazze’nin hafızası, gençliğimizin vicdanında gizlidir, hiçbir güç onu silemez.”
Konuşmasında şiddetin kısır döngüsüne dikkat çeken Yılmaz, ’umut’ bildirisini, “Şiddet, şiddeti büyütür. Fakat imanla yoğrulmuş bir vicdan, Allah’ın müsaadesiyle, en karanlık kalplere bile ışık olur. Biz kalplerimizde adaleti, kardeşliği ve bir ümmetin onurunu taşıyoruz. TÜRGEV olarak bu kutlu yolda dün vardık, bugün varız, yarın da olacağız. Ta ki Kudüs özgür olana, Gazze’de ezan sesleri barışın gölgesinde yankılanana, ümmetin yazgısı özgürlükle yazılana dek biliriz ki o gün geldiğinde, bu toprakların çocukları bir zaferle birlikte ümmetin tekrar dirilişini, insanlığın yine uyanışını kutlayacak” kelamlarıyla pekiştirdi.
TÜRGEV, savaşın başından bu yana Filistin halkının yanında
TÜRGEV, Gazze’ye yönelik akınların başladığı birinci günden bu yana Filistin halkının yanında yer aldı. Bu yıl başından itibaren, hem alanda hem memleketler arası platformlarda dayanışma adımlarını güçlendirdi. Kudüs’ün maneviyatını ve Gazze’nin direniş ruhunu sanatla dünyaya taşıyan SADAKAT standının gelirleri direkt Filistin’e ulaştırıldı. Pusula Yetenek İdaresi Merkezi ile Türk ve Filistinli gençler kültürel diplomasi ve insan hakları ekseninde buluşturuldu. Filistinli öğrencilere yurt, burs ve eğitim takviyesi sağlanırken, “5N1KUDÜS” ve “Gazze Okur Yazarlığı” projeleriyle Kudüs ve Gazze şuuru canlı tutuldu. TÜRGEV, yürüttüğü bu insani ve kültürel çalışmalarla Filistin davasını yalnızca kelamla değil, fiili dayanakla de omuzlamaya devam ediyor.
Anlık Sivas Haber
