Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Uğur Coşkun, obezitenin günümüzde küresel sağlık sorunlarının başında geldiğine dikkat çekiyor. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre, beden kitle indeksinin normal sınırların üzerine çıkmasıyla tanımlanan obezite, sadece estetik değil, aynı zamanda ciddi sağlık riskleri taşımaktadır. Günümüzde yaklaşık 600 milyondan fazla insan, aşırı kilolu veya obez olarak yaşamını sürdürmekte olup, bu oran hızla artış göstermektedir.
Prof. Dr. Coşkun, obezitenin pek çok kronik hastalığın temel nedeni olduğunu belirterek, özellikle kanser türleriyle de güçlü bir ilişki içinde olduğunu vurgulamaktadır. Son zamanlarda yayımlanan kapsamlı araştırmalar, günlük yaşam alışkanlıklarının, özellikle oturma sürelerinin, obez kadınlarda meme kanseri riskini artırabileceğine işaret etmektedir. Bu çalışma, obezite ve yaşam tarzı arasındaki karmaşık bağlantıları anlamamızda önemli ipuçları sunmaktadır.
Günlük Oturma Süresi ve Meme Kanseri Arasındaki Bağlantı
Amerika Birleşik Devletleri’nde 1999-2020 yılları arasında gerçekleştirilen ve ulusal sağlık verilerine dayanan büyük çaplı bir araştırma, 9 binden fazla obez kadın üzerinde detaylı incelemeler yapmıştır. Bu kapsamlı çalışma, günlük oturma süresi ile meme kanseri riskinin arasında anlamlı bir ilişki olduğunu ortaya koymuştur. Araştırma sonuçlarına göre, günlük 8 saatten fazla oturan kadınların, daha az oturanlara kıyasla meme kanseri geliştirme olasılığı belirgin biçimde yüksektir.
Çalışmanın en çarpıcı bulgularından biri de, fiziksel aktivite seviyeleri yüksek olan obez kadınların, uzun oturma süreleriyle ilişkili riskten daha az etkilendiği. Yani, yeterli egzersiz yapan ve aktif yaşam tarzını benimseyen kadınlarda, oturma sürelerinin artması meme kanseri riskini önemli ölçüde azaltabilmektedir. Bu durum, egzersizin, sadece kilo kontrolü için değil, aynı zamanda kanser riskini azaltıcı önemli bir faktör olduğunu da göstermektedir.
Risk Grupları ve Önlemler
Özellikle menopoz döneminde olan, 60 yaş ve üzeri kadınlar, obezite ve uzun oturma sürelerinin en fazla risk taşıdığı gruplar arasında yer almaktadır. Prof. Dr. Uğur Coşkun, bu yaş gruplarının, yaşam tarzlarını gözden geçirerek, hareketli ve sağlıklı alışkanlıklar edinmeleri gerektiğini vurgulamaktadır. Çünkü, hareketsiz yaşam tarzı, obezite ile birleştiğinde, meme kanseri riskini ciddi anlamda artırmaktadır.
Bu nedenle, fiziksel aktivitenin önemi her zamankinden daha fazla ortaya çıkmaktadır. Riskli grupta yer alan kadınların, vakit kaybetmeden kendileri için uygun ve sürdürülebilir bir egzersiz programına başlamaları büyük önem taşımaktadır. Günlük yaşamlarında yapabilecekleri yürüyüşler, hafif koşular veya evde uygulanabilecek egzersizler, hem kilo kontrolüne hem de meme kanseri riskinin azaltılmasına katkı sağlamaktadır.
Sağlıklı yaşam tarzı seçimleri, özellikle obez bireyler için, kansere karşı en etkili koruma yollarından biridir. Bu kapsamda, dengeli beslenme, düzenli egzersiz ve yeterli uyku alışkanlıklarının benimsenmesi, uzun vadede sağlık açısından büyük faydalar sağlayacaktır.
Sonuç olarak, uzun süreli oturma alışkanlıklarını azaltmak ve aktif yaşam biçimini benimsemek, obeziteyle mücadelede ve kanser risklerinin azaltılmasında kritik öneme sahiptir. Bu bilinçle hareket eden kadınlar, sadece yaşam kalitelerini artırmakla kalmayıp, aynı zamanda sağlıklarını da güvence altına almış olacaktır.